Ana içeriğe atla

Finans ve Teknolojiler Zirvesi Açılış Konuşması

“Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı,

Değerli Dostum, Azerbaycan Bankalar Birliği Başkanı,

Türk Devletleri Bankalar Birlikleri Konseyi Değerli Üyeleri,

Değerli Katılımcılar,

Değerli Basın Mensupları,

Azerbaycan ve Türkiye Bankalar Birlikleri’nin iş birliğinde, Türk Devletleri Banka Birlikleri’nin önerileri çerçevesinde düzenlediğimiz toplantımıza hoş geldiniz. Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Toplantımızın amacı, birbirleri ile bütünleşen finansal sektör ve teknoloji alanındaki gelişmeleri, sektörlerimiz ile ülkelerimiz arasındaki iş birliklerini değerlendirmektir. 

Finans ve Teknolojiler Zirvesi Açılış Konuşması

Programı oluştururken, finansal sektördeki ilgili paydaşlarla iletişim halinde olduk. Düzenleyici ve denetleyici kuruluşların, finansal kurumların, ödeme şirketlerinin ve teknoloji şirketlerinin uzmanlarından oluşan konuşmacıların, geniş bir yelpazedeki konular hakkındaki görüşlerini dinleme ve tartışma imkânımız olacaktır.

Değerli Konuklar,

Son 20 yıllık dönemde, iç içe geçmiş çok sayıda faktör, çok yönlü olarak küresel ekonomiyi şekillendiriyor. Bunlardan, dijitalleşme, iklim ve çevre riskleri ile sürdürülebilir ve güvenli gıda, coğrafyadan ve gelirden bağımsız olarak hemen her ülkeyi etkiliyor. 

Dijitalleşmenin ekonomik büyüme üzerinde halihazırda derin etkileri oldu ve olmaya devam edecek. Bu süreç, ekonomilerimizi, iş yapma biçimlerimizi, istihdamı ve ücretlerin yapısını, düzenlemeleri ve tüketici refahını olumlu yönde değiştirmekte, yaşam kalitesini iyileştirmektedir. “

Dijital ekonomi büyük teknoloji şirketlerinin veya gelişmiş teknolojilerin yükselişine kaynak oldu. Dijital teknolojiler günlük hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Müşteri ve işlem sayısı hızla artıyor. Ürün ve hizmet çeşitliliği genişliyor. Daha fazla kişi, mobil cihazlar, e-posta veya sosyal medyadan mesajlar ile e-ticaret platformu üzerinden bu hizmetlerden yararlanıyor. 

Son 20 yıllık dönemde, büyük teknoloji şirketleri finansal hizmetler alanına da girdiler. Özellikle Asya ülkelerinde daha yoğun olmak üzere, dünyanın her bölgesinde ödeme, kredi, sigorta, varlık yönetimi hizmetleri sunuyorlar.  

Finans ve Teknolojiler Zirvesi Açılış Konuşması

(Uluslararası Ödeme Sistemleri Kuruluşu’na göre) büyük teknoloji şirketleri; krediyi küçük işletmelere tahsis ediyor, risk yönetimi ve fiyatlamada yeni verileri ve makine öğrenimini etkin şekilde kullanıyor ve yeni müşteri kazanma maliyetini düşürüyorlar. Daha önce yeterince hizmet alamayan müşterilere ulaşmada coğrafi engellerin aşılmasına yardımcı oluyorlar. Bu şekilde dijital teknolojiler; finansal işlemlerin maliyetlerini düşürüyor ve finansal kapsayıcılığı arttırıyor.

Bu şirketlerin iş modeli çok sayıda kullanıcı arasında doğrudan etkileşimin sağlanmasına dayanıyor. Bu sayede oluşan çok büyük sayıdaki kullanıcı verisi hizmet ağlarını ve çeşitliğini arttırıyor. Verilerden kaynaklanan bu avantaj, veri ağı faaliyetleri veya DNA olarak adlandırılan geri bildirim döngüsünün ortaya çıkması sayesinde büyük teknoloji şirketleri "göz ardı edilemeyecek kadar büyük" olma duruma hızlı bir şekilde geçtiler. 

Bu şirketlerin gelirlerinin; 

yüzde 46’sı veri teknolojilerinden 

yüzde 22’si tüketici servislerinden,

yüzde 15’i haberleşme hizmetlerinden,

yüzde 11’i ise finansal hizmetlerden geliyor. 

Finansal teknoloji, finansal hizmetlerde teknoloji destekli inovasyonu ifade ediyor. Başlangıçta çok geniş bir faaliyet dizisinin parçası olarak sunulan finansal hizmetler açısından dijital teknolojiler, finansal hizmetlerin önemli oyuncuları haline geldi. Bu alandaki öncü şirketler yenilikçi yaklaşımları ile finansal hizmetler sektörünün çalışma biçimini değiştirmeye başladı. 

Fintekler tarafından geliştirilen iş modelleri ve kullandıkları teknoloji, bu şirketlere rekabet avantajı sağladı. Finteklerin düşük maliyetli ve esnek organizasyon yapıları kolayca ölçek ekonomisine ulaşmalarını sağlamaktadırlar. Son zamanlarda büyük teknoloji şirketleri özellikle kredi piyasasında bankalarla rekabet etmeye başladılar.

Türkiye’de 1980’li yılların sonlarına doğru ilk ATM ile başladığımız teknolojiye dayalı yolculuk, 1997 yılında internet bankacılığı ile çok daha hızlı bir değişim gösterdi. Gelinen noktada Türkiye bankacılık sektöründe ana hizmet kanalı mobil bankacılık olmuştur. Finansal sektörün içinde ödeme kuruluşlarının, finteklerin, startupların payı her geçen gün artmaktadır. 

Bankacılık alanında da dijital dönüşüm, gelişen teknolojilerin yardımı ve finteklerle sağlanan “rekabetçilik” ile birlikte seviye atlayarak devam ediyor. Örneğin; ülkemiz bankacılık sektöründe uzaktan kimlik tespiti ile dijital kanallardan kazanılan müşteri sayısı 2,5 yıllık bir dönem içerisinde 10 milyon kişiye ulaşmıştır. Son bir yıl içerisinde aktif dijital bankacılık müşterisi sayısı hızlı bir artış göstermiştir.

Diğer taraftan, bankalarımız artık sadece kendi dijital kanallarına yatırım yapmakla da yetinmiyorlar. Açık bankacılık düzenlemeleri ile tüm bankalardaki hesapların tek bir mobil uygulamada takip edilebilmesi, para transferi gerçekleştirilmesi mümkün hale geldi. Açık bankacılıktan, “Açık Veriye” doğru bir yolculuk bizleri bekliyor. Sadece bankacılık sektörü içerisindeki veri alışverişi ile yetinmeyen, farklı sektörler arasında gerçekleşen veri alışverişleri ile en iyi kullanıcı deneyimini sunmaya yönelik rekabet hızlanıyor. Bunun için bankalarımız, fintek şirketleriyle de iş birlikleri içerisinde, platform bankacılığı kapsamında hizmetlere ağırlık veriyorlar. Bu iş birlikleri çerçevesinde hizmet sundukları müşterilerin de dijitalleşmesine katkıda bulunuyorlar. Ülkemizde finansal sektör her zaman teknoloji uygulamalarının ilk sıralarında yer alıyor. Bu yaklaşımın bundan sonra da hızlanarak devam edeceğini umuyorum.

Uluslararası alanda rekabetin hızla arttığını dikkate alırsak, ülkelerimiz arasında bir finansal teknoloji ekosisteminin oluşturulması için birlikte çalışmalıyız. Uygun saat dilimimiz, dilimiz, kültürümüz, coğrafyamız ve yeteneklerimiz var. 

Yeni fikirlerini hayata geçirmek, işlerini büyütmek ve geleceklerini coğrafyamızda geliştirmek için ülkelerimizi ve bölgemizi seçen yatırımcıları, küresel finansal teknolojiler alanında rekabete hazır ve güçlü tutmalıyız. 

Bu amaçla, finansal teknolojinin gelişmesi için düzenleme, girişim, araştırma, ürün ve hizmet geliştirme, yenilikçi ve rekabet yanlısı yaklaşımlarını desteklemek için iş birliklerini hayata geçirmeliyiz.

Finansal sektör ile teknolojiyi birbirine bağlama şansını ortak çalışmalar yapma fırsatına dönüştürebilmeliyiz. 

Fırsat alanları yanında eğitim, istihdam, iklim ve çevre risklerinin yönetimi, suç gelirleriyle mücadele, siber güvenlik, iş sürekliliği, bilgi güvenliği, finansal okuryazarlık konularını da değerlendirmeliyiz.

Çalışmalarımızı büyümeyi destekleyerek refah artışına katkı sunacak hizmetler sunmak ve yenilikçilik, rekabetçilik, güvenirlilik, dayanıklılık, süreklilik prensipleri altında sürdürmeliyiz. 

Bu yaklaşımla, toplantımızın finansal sektör ve teknoloji alanındaki gelişmelerin paylaşılmasının yanında birlikte iş yapma gayretlerinin somut adımlara dönüşmesine de vesile olmasını diliyorum. Konuşmacılarımızı, destek verenleri, emeği geçenleri kutluyorum. 

Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.

https://www.ifhaber.com/ekonomi-ve-finans/finans-ve-teknolojiler-zirvesi-acilis-konusmasi/?feed_id=22943&_unique_id=656f9897b76e8

sigorta haberleri

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allianz - Yükselen Risk Trendleri Raporu 2025

Allianz Commercial 'ın "Yükselen Risk Trendleri 2025" (Emerging Risk Trend Talk) raporu, şiddeti ve sıklığı artan orman yangınlarını küresel olarak yükselen yeni bir risk faktörü olarak değerlendiriyor ve şirketlerin varlıklarını ve operasyonlarını korumak için bu riske karşı farkındalıklarını artırması gerektiğinin altını çiziyor. Rapora göre orman yangınlarının maliyeti 10 yılda 6 kat arttı. Allianz Commercial'ın raporuna göre, orman yangınlarının sıklığı, şiddeti ve coğrafi dağılımı son yıllarda iklim değişikliği, insan faaliyetleri ve değişen arazi kullanım modelleri nedeniyle önemli ölçüde arttı. Hızlı yayılımları ise dünya genelinde çeşitli sektörlerde ve bölgelerde büyük riskler oluşturuyor. Ocak 2025'teki yıkıcı  Los Angeles  orman yangınlarının örnek olarak gösterildiği rapora göre, Batı ABD, Batı Kanada, Güney ve Doğu Avustralya ve Güney Avrupa, orman yangınlarına en çok maruz kalan coğrafi bölgeler. Ancak, bu tür yangınlar artık Kanada'nın ku...

Hayat Finans 1 Milyon Kullanıcıya Ulaştı

Hayat Finans , Türkiye'nin ilk dijital bankası olarak kuruluşunun ikinci yılı içinde 1 milyon kullanıcıya ulaşarak önemli bir eşiği geride bıraktı. Tamamen dijital bir platform olarak tasarlanan, sade, hızlı ve şeffaf bankacılık anlayışıyla bireysel ve kurumsal kullanıcıların finansal ihtiyaçlarına yenilikçi çözümler sunan Hayat Finans, kısa sürede kullanıcıların beğeni ve güvenini kazanarak hızlı büyümeyi başardı. Temelleri 1937 yılında atılan ve 17 ülkede faaliyet gösteren  Hayat Holding 'in finans sektöründeki yatırımı Hayat Finans, Türkiye'nin ilk dijital bankası olarak kurulduktan sonra 2 yıl içinde 1 milyon kullanıcı sayısına ulaştı. Aynı zamanda Türkiye'de aktif büyüklüğe göre en büyük dijital banka olmayı başardı. Hayat Finans, Hayat Holding'in gücü, dijital banka yetkinlikleri ve tüm kullanıcılara eşit avantajlar sunması sayesinde, kısa sürede kullanıcıların beğenisini ve güvenini kazanarak hızlı büyümeyi başardı. Hayat Finans, fiziksel şubelere ...

Jeopolitik Dengeler, Sigorta Sektörünü Etkiliyor!

Ortadoğu'da yükselen jeopolitik gerilimin, küresel sigorta ve reasürans piyasalarında yeni bir kırılma noktası oluşturduğunu belirten  IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO'su Murat Çiftçi , yaşanan gelişmelerin sektöre etkilerine dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Artan küresel gerilimlerin, yalnızca diplomatik dengeleri değil; lojistikten sigortacılığa kadar birçok sektörü doğrudan etkiliyor. Bu gelişmelerin deniz taşımacılığı ve sigorta üzerindeki yansımalarını değerlendiren Murat Çiftçi, "Jeopolitik gerilimler, deniz taşımacılığının sürekliliğini ve güvenliğini doğrudan etkileyen en kritik dışsal faktörlerden biridir. Bu tür gerilimler; gemi güzergâhlarının değişmesine, taşıma maliyetlerinin yükselmesine, limanlara erişimin kısıtlanmasına ve operasyonel risklerin artmasına neden olur. Özellikle çatışma bölgelerine yakın seyreden ticaret yolları –örneğin Hürmüz Boğazı, Kızıldeniz, Bab el-Mandeb gibi hassas geçitler– ciddi tehdit altına girebilir. Bunun s...